GIDA
Buğdayda hasada sayılı günler kaldı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını ve buğday üreticilerimizin sorunlarını yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda
sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl
olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği
geliri elde etmeyi bekliyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;
“2024 yılı 1 kilogram buğday üretim maliyeti 10 lira 87 kuruş”
“Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı
ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine
çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi.
Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise
DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0
gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan
ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.
Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre; bölgesel bazlı değişmekle birlikte,
Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde
ise yüzde 75’e varan oranlarda artışlar yaşandı.
Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin
popülasyonları arttı, fareler birçok ilde ekili hububat alanlarını istila etti. Bu durum
zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı.
Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı
harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan
buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10
lira 87 kuruş olarak tespit edildi.”
“Üreticilerimiz TMO’dan buğday fiyatı bekliyor. TMO’nun sorumluluğu bu
yıl daha fazla”
“Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu
buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi
depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar
çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğu
geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı.
Çiftçilerimiz gereğini yaptı bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti.
Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10 lira 87 kuruş olan üretim maliyetini
dikkate alan buğday fiyatını açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır.
Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan alım merkezlerini hazır hale
getirmeli, gerekirse geçen yıl olduğu gibi yığma alım yaparak, gelen buğdayın
tamamını alacağını açıklamalıdır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Tarım Kredi
Kooperatifleri ve TÜRKŞEKER de buğday alımı yapmalıdır.”
“Değişen iklim koşulları buğday üreticisini bu yıl da zorladı”
“Buğday üretiminin yüzde 27,1’inin gerçekleştirildiği 15 ilde kuraklık riski
bulunuyor”
“Değişen iklim koşulları tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırıyor. Çiftçilerimiz
her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim
döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin
üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı
bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber
buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare
popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu.
Ziraat Odalarımızdan aldığımız verilere göre; buğday üretiminin yüzde 27,1’ini
Afyonkarahisar, Çorum, Çankırı, Yozgat, Kırıkkale, Konya, Karaman, Samsun,
Kastamonu, Karabük, Isparta, Uşak, Bilecik, Aydın ve Antalya oluşturuyor. 15 ilde
yağışların yetersiz olması ve Nisan ayında 30 dereceyi geçen hava sıcaklıkları zarar
riskini artırıyor. Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15
ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor.”
“Halen geçen yılın prim desteğini alamayan çiftçilerimiz var”
“2024 yılı prim destekleri enflasyon oranları dikkate alınarak bir an önce
açıklanmalıdır”
“Tarımsal üretim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de destekleniyor. Bu
çerçevede buğday üreticisine de gübre mazot ve prim desteği başta olmak üzere
destekleme ödemeleri yapılıyor. Ancak, ülkemizde destekler zamanında açıklanmıyor
ve genel olarak çiftçilerimizin yoğun masraf yaptığı dönemde ödenmiyor.
Buğday hasadına sayılı günler kalmasına rağmen halen bu yılın destek
miktarları açıklanmadığı gibi, geçen yılın prim desteğini alamayan çiftçilerimiz de var.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında ürününü teslim eden bir çiftçimiz o günün şartlarında
alacağı ton başına bin liralık prim ile 43 litre mazot alabilecekken bugün 23 buçuk litre
mazot alabiliyor. Verilen desteklerin amacına ulaşabilmesi için zamanında ödenmesi
önemlidir. Hasat başlamadan 2024 yılı prim destekleri enflasyon oranları da dikkate
alınarak bir an önce açıklanmalıdır.”
“2023 yılında ithal buğday miktarı 11,7 milyon ton ile rekor seviyeye
ulaştı”
“2022 yılında 19 milyon 750 bin ton olan buğday üretimimiz 2023 yılında yüzde
11,4 artışla 22 milyon tona yükseldi. Bu üretim artışına rağmen ithalatımızda artış
gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki
artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi.
Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75’ini Rusya, yüzde
22’sini Ukrayna’dan gerçekleştirdi.
Ülkemizde artan nüfusa paralel olarak buğday talebi artıyor. Buğdayda yurt içi
ihtiyacımız dikkate alındığında buğday tüketimimiz 19,4 milyon ton seviyelerindedir.
Dolayısıyla dünya genelinde ve ülkemizde buğday üretiminde azalma olduğunda
ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamuller fiyatlarındaki artış, tüm kesimleri
etkiliyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak
gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli
tedbirler zamanında alınmalıdır.”