KARARSIZ İKLİM TOPRAĞI VURDU.

Akdeniz’in tarımsal üretim havzalarında yağışların önceki sonbahar-kış sezonlarına göre yüzde 38 civarında azaldığını belirten Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, bu durumun tarımsal üretim alanlarına kuraklık olarak yansıdığını söyledi.

AKDENİZ’in tarımsal üretim havzalarında yağışların önceki sonbahar-kış sezonlarına göre yüzde 38 civarında azaldığını belirten Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, bu durumun tarımsal üretim alanlarına kuraklık olarak yansıdığını söyledi.

KIŞLIK EKİMİ ERTELEDİLER
Türkiye’nin bitkisel üretiminde önemli bir yere sahip olan Akdeniz’de yaşanan kuraklık nedeniyle birçok üreticinin kışlık ekimini ertelediğini aktaran Nazif Alp, bölgede iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen yıl biraz daha fazla hissedildiğini ifade etti. Alp, “Çiftçilerimiz de bu değişim ve farklılıklara uyum sağlamakta zorluk çekiyor. Yağışlar mevsim normallerine göre yetersiz kalırken, toprağa düşen yağışlar da tarımsal üretim için beklenen aylarda gerçekleşmiyor. Bazı seneler kış aylarında kar yağışı görülmezken, bazılarında ise normalin üzerinde gerçekleşiyor. Çiftçi bu beklenmedik gelişmelere göre aksiyon alıp ürününü koruyamıyor” dedi.

AZ YAĞIŞLI VE SICAK GEÇTİ
Nazif Alp, son yılların iklim koşullarında geçmişe göre belirgin farklılıklar yaşandığını belirterek şunları söyledi: “2019 yılından bu yana eylül, ekim ve kasım ayları yağışları normallerin altında gerçekleşti. 2022 yılının eylül ayı raporlarında da durum değişmedi. Eylül ayı yağışlarında, mevsim normallerine göre yüzde 23 azalma görüldü. Ekim ayı yağışları oldukça yetersizken bölgede hava sıcaklıkları da mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Normalin üzerinde gerçekleşen sıcaklıklar da yağış alan toprağı daha hızlı kurutuyor. Geçen yıl ekimde metrekareye 30,3 kilogram yağış düştü. Bu sene aynı dönemdeki yağış miktarı ise 30,8 kilogram oldu” dedi.

BEKLENEN YAĞIŞ OLMADI
Ekim ayı yağışlarının yetersiz kalmasının kuraklık riskini artırdığını kaydeden Alp, şöyle bilgi verdi: “2022-2023 yılı tarımsal üretim dönemi ekim ayı itibarıyla başlamıştı. Temel ürünlerimiz olan buğday, arpa gibi hububatların ekimi, eylül ayının son haftası itibarıyla başlarken, diğer ürünlerin ekimleri ekim ayında yoğunlaştı. Bu aylarda hasat ve dağıtım sürecindeyiz. Ülkemizde değişen iklimin yeni özelliklerinden biri, sonbahar yağışlarının yetersizliği ve sıcaklıkların mevsim normalinin üzerinde seyretmesi. Sonbahar aylarında gerçekleşen yağışları artık eskisi kadar göremiyoruz.”

YA KURAK YA AŞIRI YAĞIŞLI
Tarımsal üretimin iklimdeki değişimlerden çok etkilendiğine vurgu yapan Alp, “Üretici uzun süren yağışsız dönemler ve aşırı yağışların kıskacında üretim yapmaya çalışıyor. Ürünlerini bazen kuraklığın getirdiği susuzluktan bazen de aşırı yağış kaynaklı sel felaketlerinden korumaya çalışıyor. Ülkemiz Akdeniz çanağında yer alması itibarıyla Iklim değişikliğinden en çok zarar görecek ülkelerin başında geliyor. 2020-2021 sezonunda yaşadığımız aşırı kuraklığın olumsuz etkileri hâlâ devam ediyor. Artık tarımsal üretimimizi değişen iklime göre yeniden şekillendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

DEVLET DESTEĞİ TALEPLERİ
Üreticilerin değişen iklime uyumlu üretim yapıp gelir elde edebilmesi yatırım desteklerine ihtiyaç olduğunu söyleyen Alp, sektörün taleplerini şöyle sıraladı: “Çiftçimizin devlet desteği olarak verilen Kuraklık verim sigortasına başvuru oranını artırmak için hasar tespitleri hassasiyetle yapılmalı. Çiftçimiz, kuraklık afetiyle karşılaştığında aldığı tazminat, zararını karşılamalı. Sigorta prim miktarları artırılmamalı. Bölge bazında kuraklığa ve soğuğa dayanıklı tohum çeşitleri daha fazla geliştirilmeli. Hastalıklara dayanıklı türlerin de kullanım alanları yaygınlaştırılmalı. Basınçlı sulama imkanlarının artırılması sağlanmalı ve sulama maliyetleri düşürülmeli.”